Katar’ın katıldığı KİK Zirvesi


Başını Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) çektiği diktatörler çetesi, Katar’ın siyonist işgale karşı verilen özgürlük mücadelesinin siyasi kanadını oluşturanlara ve Mısır’daki Sisi zulmünden kaçanlara kapılarını açmasından, onlara ikamet imkanı tanımasından dolayı bu ülkeyi teröre destek vermekle suçlayarak 5 Haziran 2017’de ona abluka uygulama kararı vermişti. Bu kararda Arap dünyasındaki tüm yönetimlerin kendilerine destek vereceğini ve böylece Katar’a dikte ettikleri talimatları kabul ettirebileceklerini umuyorlardı. Ama Türkiye’nin verdiği destek ve Arap dünyasının önemli bir kısmının da abluka kararına uymaması oyunu bozdu. Dolayısıyla ablukadan istenen sonuç elde edilemedi.

 

Son dönemde Suudi Arabistan’ın artık Katar’la anlaşma ve ablukaya son verme niyetinde olduğu haberlerde dile getirildi. Ancak BAE’nin ablukayı sürdürmekte ısrarlı olduğu ve onun bu ısrarının Suudi Arabistan ile arasında ciddi ihtilaflara neden olduğu ifade ediliyordu. Bu iki ülke arasında Yemen konusunda da önemli ihtilaflar vardı. BAE, uzaktan kumanda ettiği Güney Geçiş Konseyi (GGK) vasıtasıyla Suud güdümündeki Abdurabbih Mansur Hadi’nin adamlarına karşı savaşıyor, Yemen’de inisiyatifini güçlendirmeye çalışıyordu.

 

Son dönemde hem Yemen hem de Katar konusunda aralarındaki ihtilafları çözmek için önemli adımlar attılar. Yemen’de BAE güdümlü GGK’nin ortak olduğu ve bazı önemli bakanlıkları aldığı yeni bir hükümet oluşturuldu. Böylece BAE, Aden’deki yönetimde etki gücünü ve inisiyatifini artırdı. Muhtemelen karşılığında Suudi Arabistan’ın Katar ablukasının artık sonlandırılması isteğine de razı oldu.

 

Suudi Arabistan’ın El-Ula şehrinde düzenlenen, 41. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi’nden bir gün önce, 4 Ocak 2021 tarihinde Suudi Arabistan, Katar’la anlaşma sağlandığını ve o günün akşamı itibariyle aralarında hem kara kapılarının açılacağını hem de hava engelinin kaldırılacağını duyurdu. Aynı zamanda Katar Emiri Temim bin Hamed Âl-i Sani’yi resmen KİK 41. Zirvesi’ne davet etti. Katar Emiri de başkanlığını kendisinin yapacağı bir heyetle zirveye katılacağını duyurdu.

 

Katar Emiri’ni Suudi Arabistan’da Veliaht Prens Muhammed bin Selman sıcak bir ilgiyle karşıladı. Arap Birliği teşkilatı ve Arap ülkelerinin liderleri bu anlaşmadan ve Katar üzerindeki ablukanın kaldırılmasından memnun olduklarını dile getiren açıklamalar yaptı. Anlaşmadan dolayı tarafları kutlayan mesajlar gönderdiler.

 

 

 

Böylece 5 Ocak 2021 tarihli 41. KİK Zirvesi Katar’ın da iştirakiyle gerçekleştirilmiş oldu. Zirvenin sonunda KİK üyeleri ortak bir bildiri yayınladılar. Açıklamada köklü ilişkilerin geliştirilmesinin ve iyi komşuluk ilkelerine riayetin önemine vurgu yapıldı.

 

Açıklamada vefat eden eski Kuveyt Emiri Sabah El-Ahmed El-Cabir Es-Sabah’ın Körfez krizinin sona ermesi için yürüttüğü çabalardan övgüyle söz edildi. Burada bir hususa dikkat çekmeden geçmek istemiyorum. Kuveyt Emiri’nden önce Suudi Arabistan’ın ileri gelen ilim adamlarından Selman El-Avde, Katar’la meselenin diyalogla çözülmesinin daha iyi olduğunu hatırlattığı ve bu konuda kendisinden isteneni yerine getirmeye de hazır olduğunu dile getirdiği için hapse atılmıştı ve sağlık durumunun kötüleşmesine rağmen hâlen hapiste tutuluyor. Meselenin diyalogla çözülebileceği yönündeki öngörüsü doğru çıktığı ve bu konuda iyi bir tavsiyede bulunduğu için onun çabalarından da övgüyle söz etmek veya en azından onu özgürlüğüne kavuşturmak gerekmez mi?

 

Atılan bu adımlarla artık Katar üzerindeki abluka resmen kalkmış ve Körfez krizi olarak adlandırılan sorun şimdilik çözüme kavuşturulmuş oldu. Bu elbette olumlu bir gelişme. Ama Suudi Arabistan’a ve BAE’ye hakim anlayış değişti mi? Tabii ki değişmedi. Gerek bölgesel gerekse uluslararası çaplarda siyasi dengeler Suudi Arabistan’ı, Katar’a uyguladığı ablukadan hedeflediklerini elde edemeden buna son vermeye zorladı. Çünkü ablukanın ona da bir maliyeti vardı ve bu yolla istediklerini elde edemeyeceğine kesin kanaat etti.

Ayrıca oku

Yorumlar

Reklam alanı